Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde zenginliğiniz, hıncınız, kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak...
Öyleyse önemli olan nedir?
Yaşadığımız günlerin değeri ne ile ölçülür?
- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.
- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.
- Önemli olan, doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakarlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adımla, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.
- Önemli olan, yetenekleriniz değil, karakterinizdir.
- Önemli olan, diğer insanları yüreklendiren, onların sizi takip etmesini sağlayan örnek bir insan olmaktır.
- Önemli olan kaç kişi tanıdığınız değil, siz gittiğinizde ebedi bir yoksunluk hissedecek olan insanların sayısıdır.
- Önemli olan, hatıralarınız değil, sizi sevenlerin kalbinde yaşayacak olan hatıralarınızdır.
- Önemli olan, ne kadar uzun süre hatırlanacağınız değil, kimler tarafından ne şekilde hatırlanacağınızdır.
- Önemli bir hayat yaşamak rastlantıyla olmaz.
- Önemli olan, koşullar değil, seçimlerinizdir.
- Önemli bir hayat yaşamayı seçin…!!!
Herkese MUTLU bir hafta sonu diliyorum... 🙏🙏❤️
Hayatı, yaşamaya çalışmak dururken; ölmemeye çalışarak harcıyorsun. Belki de gerçekten yaşamanın ne olduğunu bilmiyorsun. Çok para, büyük bir ev, lüks bir arabanın seni mutlu edeceği düşüncesi beyninde serbest bırakılmış bir virüs gibi dolaşıyor. Çok çalışıp belki de asla işine yaramayacak, hiçbir zaman kullanmayacağın eşyalar satın alıyorsun. Son model cep telefonlara, otomobillere, kıyafetlere ve dahasına ilk önce sahip olmak için yarışa giriyorsun. Hayatın bunlardan ibaret olduğunu sanıyorsun. Oysa hayat sensin. Hayat senden ibaret. Sen gözlerini kapattığın ve bu dünyadan göçüp gittiğin zaman; hayat başkaları için devam etse de senin için bitecek. En değerli ve en lüks şeye zaten sahipsin. Üstelik bunun için yeni bir modeli beklemen, başkaları ile yarışa girmen veya karşılığında bir ücret ödemen gerekmiyor. Ve sen şimdi sana yaratıcının bağışladığı bu hayatı bile bile, tüm farkındalığınla boşa harcıyorsun. Desteklediğin partiden, tuttuğun takıma kadar; seni başkalarından ayıran her şey mutsuzluk ve stresle sonuçlanıyor. Bugün bu yazıyı okuyarak hayatının 5 dakikasını kendine ayırmış oldun. Yarın 1 saat ayır, sonraki gün daha fazla... Yapabileceklerin sınırsızken; kendine sınırlar koydun, tel örgüler ördün. En son ne zaman yürüdün, ne zaman koştun? En son hangi yağmurda sırılsıklam oldun, hangi sonbaharda yerdeki kurumuş yaprakları çiğnedin? Her şey ne zaman bu kadar sıradanlaştı? Hayat neşeni yitirdiğin an, büyümüş mü oldun? Kitap oku, müzik dinle, yürüyüş yap, bisiklet sür. Şemsiye kullanma mesela; yağmura dokun, hisset. En sevdiğin, kirletmeye kıyamadığın kıyafetleri, ayakkabıları giyip sırılsıklam ol. Pişman olma, keşkelerin olmasın. Kimse sana neden fidan dikiyorsun, neden ağaç yetiştiriyorsun diyemez. Yaşamana yardımcı olan doğaya bir katkı sağla. Gökyüzü mavi, yeryüzü yeşil olsun. Hiçbir şeyin boşuna olmadığının ve her şeyin olduğu gibi senin yaşamının da bir sebebi olduğunun farkına var. Ne olursa olsun tüm olumsuzlukların senin sınavın olduğunu unutma. Şimdi kendine şunu söyle; "Bugün benim hayatımın ilk günü. Ve bugün benim hayatımın son günü..."
                         SEVGİ ÜZERİNE...
    Sevgi;Hayatlarımızdaki en önemli değer,uğruna savaşabileceğimiz veya uğruna her şeyimizi feda edebileceğimiz bir duygu olarak tanımlanmaktadır.Bana göre ise sevgi ;Bizi kendimizle,birbirimizle ve evrendeki her şeyle birleştiren ilahi bir güçtür.
      Sevgi,verdiğimiz veya elde ettiğimiz bir şey değildir.Her birimizin içinde beslediği ve büyüttüğü şey aslında iki insan arasında geliştirilen güçlü bir bağdır.
      Muhakkak ki hepimiz ,herkes tarafından sevilmek ve sevgi dolu bir hayata sahip olmak isteriz.Ancak bunu kendimizi sevdiğimiz ölçüde gerçekleştirebiliriz.Kendinizi seviyor musunuz? Kendinizi sevmiyorsanız, bir başkasının sizi sevmesini nasıl bekleyebilirsiniz ?

       İnsan önce kendi içindeki özsevgiyi keşfetmeli.Öncelikle kendini tüm hatalarıyla ve kusurlarıyla olduğu gibi kabul etmeli ve kendini her haliyle kibirlenmeden sevmeye başlamalıdır.Kendinle barışık olan ve kendini değerli görüp seven insan ,dışarıya da bunu yansıtarak bir sevgi mıknatısına dönüşebilir.
Ancak kendini tüm kusurlarına ‘’rağmen’’ sevebilen bir insan, başkalarını da eleştirmeden,yargılamadan,suçlamadan koşulsuz sevebilir. ’’Ben seni severim  ama....??? ’’  ya da ‘’Benim gibi düşünürsen seni severim./Benim gibi seversen seni severim./Benim dediklerimi yaparsan seni severim!!!'' şeklinde değildir gerçek sevgi.Gerçek sevgi, bencil olmadan,’’her şeye rağmen’’pazarlıksız ve çıkarsız olan sevgidir.Ancak, kendini koşulsuz sevdiğinde başkalarını da koşulsuz sevebilir insan.Peki kendimizi sevmeye nasıl başlayabiliriz? Öncelikle kendimize kibar ve nazik davranmayı öğrenerek.Kendimize saygı göstermeyi ve güvenmeyi öğrenerek başlayabiliriz kendimizi sevmeye.Çoğumuzun kendimize karşı ne kadar acımasız ve hoşgörüsüz olduğunu düşünürsek;Bu çok abartılı bir istekmiş gibi görünebilir..Ama  inanın,bunu yapmak zor ya da imkansız bir şey değildir.
       Kendimizle,başka biriyle konuşmayı asla düşünmeyeceğimiz şekillerde konuşabiliyoruz: ’’Ben çok aptalım/Ben işe yaramam/Ben hiçbir şeyi doğru düzgün yapamam...’’  Oysa bu şekilde konuştuğumuzda kendi özsevgimize nasıl bir darbe indirdiğimizin farkında değiliz.Sonuçta hiç kimse mükemmel değildir,hatasız değildir,kusursuz değildir.Mükemmel olmak zorunda da değiliz.Biz kusurlarımızla ,hatalarımızla büyüyor ve olgunlaşıyoruz.Ancak; bu bilinçle ,kendimizi kabul ettiğimizde kendimizi sevmeye ve değer vermeye başlayabiliriz.Ancak ;bu bilinçle ,karşımızdaki insanları koşulsuz sevebiliriz ve istediğimizden daha fazla sevgiyi hayatımıza çekebiliriz.
Sevgiyi paylaştıkça da ,var olan tüm sevgiyle bir bütün haline geliriz.
Haydi şimdi başlayın! Kendinizi ve yaratılmış herşeyi sevmeye!
Yaşamın var oluş sebebinin sevgi olduğunu hatırlayın..
Yaradanın bizi saf sevgisinden yarattığını ve özümüzün sevgi olduğunu hatırlayın..
Bu dünyayı daha iyi ve sevgi dolu bir yere dönüştürmek bizim elimizde..
Çok sevmeniz ve çok sevilmeniz dileğiyle...

Semra MUTLU

NLP Master Trainer,Yaşam Koçu,

Reiki Master,Kişisel Gelişim ve

İletişim Uzmanı

MİNİ ZİHİN TERAPİSİ

MİNİ ZİHİN TERAPİSİ:
Her akşam yatarken ve sabah uyandığınızda yatağınızda 5-10 dakika derin nefes egzersizi yapın. Bu sırada gözlerinizi kapayın. İyice rahatlayın ve sadece nefese odaklanın.
Sonra kendinizi bir nehirde akıntıya bıraktığınızı hayal edin. Nehrin bir okyanusa açıldığını, sizin güvenle, huzurla kendinizi akıntıya bıraktığınızı, nehrin kenarlarında ise hayatın bolluk ve bereketini fark edeceğiniz, ağaçlar, meyveler, tarlalar, güzel evler, mutlu insanlar ve muhteşem bir doğa hayal edin. Gördüğünüz her şey için ve kendiniz, sağlığınız, sevdikleriniz için teşekkür edin. Bu nehirde her an daha iyi olduğunuzu ve her an okyanustaki ışığa yakınlaştığınızı hayal edin.
Sonra kendinizi en muhteşem halinizle hayal edin ve öyle hissedin. Vücudunuz için, sağlığınız için, çevikliğiniz için şükredin.
En muhteşem halinizle yaşadığınız hayatı hayal edin ve o mutluluk ve şükran hislerini hissedin.
Hayatınızdaki şu an ve o halinizle her şey için teşekkür edin.
1.Öncelikle kendinizle ilgili sınırlama, korku, inançlarınızı saptayın.
2. Bu inançları tek tek ele alın ve değiştirin.
3. Kendinize yeni seçimler yapın
4.Zihninizdeki imajınızı güçlendirin, büyütün ve en muhteşem halinizi hergün hissedin ve hayal edin.
5. Her gün mini zihin terapisini yapın.
6. Beslenme konusunda kaliteli besinlerle beslenin.
7. Hareketli olun ve keyif aldığınız aktiviteleri yapın.
8. Beslenmenizi ve duygularınızı yazdığınız günlüğü her hafta değerlendirin. Gelişmelerinizi kaydedin.
9. Bir sene sonunda kendinizle ilgili ulaşmak istediğiniz sonuçlarını ulaşmış gibi şimdiki zamanda yazın.
10. Kendinize bir pano yapın, sene sonunda istediğiniz sonuçları resmedin.
11. Yazdığınız sonuçlara bir de seçim ekleyin mesela ‘’ huzurluyum, sağlıklı ve mutluyum’’ kelimesine ve ‘’ artık gerçek özümü anlamayı seçiyorum’’ gibi.
12. Mutlu olmak için, mutlu olmayı seçin ve hayatınızdaki her şeye, kendinize, çevrenize teşekkür edin.

Her zaman yaşam nehriyle birlikte git. Asla akıntıya karşı gitmeye, nehirden hızlı akmaya çalışma. Sadece mutlak bir rahatlık içinde, her an kendini yuvada, rahat ve varoluşun içinde huzurlu hissederek git.
Unutmaman gereken şey yaşamın kısa değil sonsuz olduğu ve bu yüzden de aceleye hiç gerek olmadığıdır. Acele etmek yalnızca bir şeyleri kaçırmana neden olur. Varoluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür.
Biz hep buradaydık ve hep burada olacağız; tabi ki aynı biçimlerde, aynı bedenlerde değil. Yaşam evrimleşmeye, daha yüce evrelere erişmeye devam ediyor. Ama bunun bir sonu olmadığı gibi, bir başlangıcı da yok. Başlangıçsız bir yaşamla, sonsuz bir yaşamın ortasında var oluyorsun. Daima bu iki taraflı sonsuzluğun ortasında yer alıyorsun.
Varoluşun gizemlerini soruşturmaya bıraktığın anda varoluş kapılarını sana açar, seni buyur eder. Ve varoluşun gizemlerine bir misafir olarak girmek onurlu bir şeydir. Doğaya saldırmak, doğayı zorlamak ise barbarlıktır. Altın gelecek işte bu olacaktır; bilim varoluşla bir mücadele veya çekişme yerine bir aşk ilişkisine girdiğinde; onunla tezat olarak değil, derin bir ahenk, derin bir dostluk içinde var olabildiğinde.
OSHO-Altın Gelecek (Golden Future)

Olumlama Nasıl Yapılır..

OLUMLAMA NASIL YAPILMAZ
SE-SA eki;
Eğer çok Param olursa Mutlu olurum
Bu kalıp sizin hiç bir zaman mutlu olma becerisine sahip olamadığınızın ifadesidir. Çünkü mutluluğun sonucu bir şarta bağlıdır.

MELİ-MALI
Güçlü Olmalıyım
Zorunluluk öğesidir. Şimdiki zamanda güçsüz olduğunuz gerçeğini bilinçaltınıza verirsiniz.

ECEK-ACAK
Her şey çok güzel Olacak
Bu kalıp sizin isteğinizi hep geleceğe erteleyecektir.

TERSİNE SÖYLEM
Korkmuyorum
"Güvendeyim" yerine "korkmuyorum" derseniz, korkuya odaklanırsınız ve bu çözüm değildir.

BELİRSİZLİK
İyi bir hayat istiyorum
Nasıl bir hayatın sizin için iyi olacağını belirtmediğiniz için belirsizlik ifadesi vardır.
: OLUMLAMA NASIL YAPILIR ::::
- Olumlama yapmak için ilk önce geçmiş düşüncelerimiz ele alınmalıdır. Bilmeliyiz ki; geçmişteki anılarımızın oluşturduğu çekirdek inançlarımızı kırmadan ileriye gitmemiz çok yavaş ve zor olacaktır. Geçmişimizde bizi üzen insanlar, kötü anılar, maddi zorluklar hep blokaj oluşturacaktır. BU YÜZDEN İLK OLARAK AFFETME OLUMLAMALARI YAPILMALIDIR. Hayatımız boyunca geçmişimizde bizi üzen ve küstüğümüz insanların hayatımızda blokaj oluşturduğunu biliyormusnuz. Ne yaşarsanız yaşayın geçmişteki herkesi kalben affetmeniz gerekmektedir. Kabul bu çok zor olabilir. Ama 1 ay içinde Hayatınızdaki mucizelere hayret edeceksiniz
- Olumlmaların her ay 1 konu üzerinde ve aynı olumlama metni üzerinde yapılmalıdır. Çünkü bilinçli yaptığınız olumlamalar 21. gün sonunda bilinçaltınız tarafında kabul görür ve hayatınızda gerçekleştimek için çalışmalara başlar. Bir olumlamayı 3 gün yapıp bırakırsanız hiç bir fayda etmeyecektir. Yada 2 farklı olumlama yaparsanız enerji kanalınızı dağıtırsınız.
- Olumlama sesli bir şekilde, yavaş tempoda, hissederek yapılmalıdır. Sabah ilk uyandığınızda ve gece yatmadan 2-3 er kere yapılan olumlamalar bilinçaltına daha fazla ulaşırlar. Kendinizle yaptığınız bu konuşmalar bir süre sonra içsel egonuzun size inandırdıklarını silecek ve yerine yenilerini koyacaktır. Bilinçaltına kodladığınız yeni söz ve düşünceler inançları yeniler ve çekim yasasını harekete geçirir.
- Olumlamaları Ses kaydı haline getirip gün içinde dinleyebilirsiniz. Yaptığınız ses kaydını uyurken, çalışırken, kitap okurken dinleyebilirsiniz. Ses rahatsız olmayacağınız sevyede normal düzeyde olabilir. Zaten dikkatiniz başka yerde olacağı için SUBLİMİNAL etkisi yapacak ve bilinç daha kolay kırılıp bilinçaltına ulaşacaktır. Sakın bilinçli olumlamaları bırakmayın. Sadece ses kaydı ve subliminal telkin dinlemek çekim yasasını dağınık çalıştırıcaktır.
- Yine gün içinde belirli kalıpları tekrarlayabilirsiniz. Örneğin o ay içinde "Bolluk ve bereket" olumlaması yapmaktasınız. yaptığınız çalışmalarla beraber boş zamanlarınızda yada dışardayken sadece "bolluk, bereket, para" diyerek veya tekrar edilerek odaklanma sağlanabilir ve bu kesinlikle faydalıdır.


Bir süre sonra görmeye başlıcaksınız ki, çevrenizde size olumsuzluk veren kişiler gidecek, yerinde sizin düşüncelerinizi destekleyen insanlar gelecektir. Geçmişte istemeden yada isteyerek söylediğiniz olumsuz sözcükler yerini olumlu ve yapıcı sözcüklere bırakacaktır.
İnançlarınızı değiştirmek için bu 1 er aylık çalışmaları yapın. Sakın olumsuzluğa kapılmayın...Çünkü işe yarıyor...

Söz büyüdür. Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.
Bugüne kadar kim bilir size neler söylendi? Sadece öyle söylendi diye hiç denemeden, farkında bile olmadan kabul ettiğiniz kim bilir neler var? Ancak bunların artık önemi yok. Önemli olan nasıl bir "siz" yaratmak istediğiniz. Hayal ettiğiniz yeni sizi yaratırken, kelimelerin, hedefinize uygun olumlama cümlelerinin gücünü unutmayın. Bu cümleleri boş kaldığınızda, araba kullanırken, uykuya dalmadan önce, sabah kalkar kalkmaz aynaya bakarak sık sık yüksek sesle tekrar edin. Ödev verilmiş bir ilkokul çocuğu gibi sayfalar dolusu yazın. Yazı evrenle yaptığınız bir sözleşmedir.
kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var:
1. Olumlama cümleniz olumlu olsun! Yani Hasta olmak istemiyorum yerine Sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.
2. İstiyorum ifadesinden kaçının. Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine Mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibim dediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.
3. Cümleler hedefinizi net içersin. Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.
4. Belirsiz ifadelerden kaçının. Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşılabilecek basitlikte olsun.
5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun. Çok mutlu olacağım demek yerine Çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.
6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun. Bana saygı göstersin demek yerine, saygı görmeyi hak ediyorum deyin.
7. Cümlelerinizi yumuşatabilirsiniz. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum şeklinde ilk başta ikna olmakta zorluk çektiğiniz cümleleri kendimi olduğum gibi kabul etmeye başlıyorum, kabul etmeyi öğreniyorum şeklinde yumuşatın. Zamanla bu cümleleri kabul ediyorum şeklinde değiştirirsiniz.
Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız mutlaka kullandığınız cümleleri de değiştirin ve olumlama cümlelerini bol bol kullanarak ruh halinizi daha olumluya çekin.Yukarıda olumlamanın nasıl yapılacağını anlattım buraya örnekler koyuyorum kendinizde yapabilirsiniz yada bu hazırları okuyabilirsiniz.

Blogger'dan takip için URL(Web) adresim; https://mutluyasammerkezi.blogspot.com